Hayatımızı Yöneten 4 Hormon
“İnsan ruha bakmaIı; güzeI bir vücutta güzeI bir ruh oImazsa neye yarar.” -Euripides
“Boşuna şifa arama, hastalığımızın zor sırrı; acelecilikle ihmalcilik arasında sallanıp duruyor.” -Wolfgang Van Goethe
“Sağlığı olanın umudu, umudu olanın her şeyi var demektir.” -Arap Atasözü
“HastaIık hissediIir ama sağIık hissediImez.” -Thomas FuIIer
Hayatta her şeyin başı sağlık. Ancak ne yazık ki sağlığımızın değerini onu kaybetmeden anlayamıyoruz, hatta bazen kaybetsek bile…
Hepimizin değer verdiği pek çok şey var ve onlara çoğu zaman gözümüz gibi bakıyoruz. Kimimiz evine ve temizliğe, kimimiz arabasına ve arabasının bakımına, kimimiz kılık kıyafetine ekstra ilgi gösteriyoruz. Halbuki iş ruh ve beden sağlığımız olunca bu konuda sınıfta kalıyoruz.
İnsan vücudunu bir motor olarak düşünelim. Nasıl ki arabamıza düzgün benzin alıp yağını suyunu eksik etmeyip gerekli km’lerde bakımlarını yaptırıyorsak, insan bedeninin de en az aynı ilgiye ihtiyacı var.
Yediklerimize içtiklerimize, sporumuza, sağlık kontrollerimize ne kadar dikkat ediyor ve önem veriyoruz? Ben sizin adınıza cevap vereyim. Vermiyoruz, hem de hiç!
Oysa hayatımızı bir gözden geçirip yaşam tarzımızda ve yeme içme alışkanlıklarımızda birkaç küçük değişiklikle ne mucizeler yaratabileceğimizi tahmin bile edemezsiniz.
Bilim insanları, mutluluğun ve öz değeri bilmenin, sağlıklı ve uzun ömürlü olmanın temeli olduğunu kanıtladı. Ayrıca sağlıklı ve mutlu olmak pek çok bağımlılığın da çaresi.
Mutluluğun sırrının aslında sağlıklı bir beden olduğunu aşağıda belirteceğim küçük ipuçları ile size kanıtlayacağım…
Öncelikle sizi sağlıklı olmamızda çok büyük rol oynayan ayrıca aynı zamanda mutluluk hormonları olarak adlandırılan dört terim ile tanıştıracağım:
SEROTONİN, DOPAMİN, OKSİTOSİN, ENDORFİN.
Evet evet bütün sır bu dört hormonda gizli.
Peki bu hormonlar gerçekten ne işe yarıyor, eksikliğinde neler hissediyoruz, arttırmak için neler yapabiliriz bir göz atalım.
Serotonin hormonu bize neşeli, canlı ve zinde hissettirir. Eksikliğinde ise depresif karamsar ve öfkeli oluruz.
Peki vücudumuzdaki serotonin hormonu seviyesini nasıl yükselteceğiz?
Güneş ışınlarından yeterince faydalanarak. Aslında bu konuda oldukça şanslı olduğumuzu söyleyebilirim yaşadığımız bölge bu anlamda oldukça elverişli ancak yine de kış aylarında zaman zaman D vitamini takviyesi yapmakta fayda var.
Tabi ki spor yaparak! İtirazları duyar gibiyim. Ne zaman? Vaktimiz yok ki diyeceksiniz. İşe kısa mesafeleri yürüyerek her türlü boş zamanı küçük egzersizlere çevirerek başlayabiliriz.
Bilim adamlarının yaptıkları araştırmalara göre en sağlıklı spor günde 1 saat tempolu yürüyüş. O kadar zor değil. Mesela bu akşam iş çıkışı eşinizle, çocuğunuzla ya da bir arkadaşınızla bir deneme yapmaya ne dersiniz?
Serotonin hormonunu yükseltmenin başka bir şekli de düzenli uyku. Araştırmalara göre bir yetişkin için en sağlıklısının günde 8 saatlik bir uyku düzeninin olması gerektiği. Ancak sadece bununla da kalmıyor hangi zaman diliminde uyuduğunuz da çok önemli. Melatonin hormonu yani büyüme ve vücut sağlığının koruyucusu olan bir diğer hormonun en yüksek olduğu saatler 21:00 ila 03:00 arasıdır. Bu nedenle 21:00 ila 03:00 arasındaki uykumuz %200 verimlidir. Bu saatler arasında uyuduğumuzda vücudumuz tam dinlenmiş olarak uyanırız.
Triptofan içeren gıdalarda serotonin hormonunu arttırır. Bu gıdaların başında fındık, balık, yumurta, peynir ve meyveler gelmekte. Çikolata da oldukça fazla triptofan içerir ancak onu çok fazla kaçırmamakta fayda var.
Oysa hayatımızı bir gözden geçirip yaşam tarzımızda ve yeme içme alışkanlıklarımızda birkaç küçük değişiklikle ne mucizeler yaratabileceğimizi tahmin bile edemezsiniz.
Bir diğer hormonumuz Dopamin. Peki bu hormon bizi nasıl hissettiriyor? Keyifli, hayata bağlı, kendine güvenli… Eksikliğinde ise üşengeç, unutkan ve canı sıkkın bir ruh haline bürünüyoruz.
Dopamin seviyemizi arttırmak için neler yapmalıyız?
Bizi mutlu eden hobiler bularak,
C vitamini bol bol tüketerek,
Müzik dinleyerek,
Kahve ,kabuklu kuruyemiş, yeşil çay, yulaf ezmesi gibi tirozin içeren gıdalar tüketerek.
Oksitosin bir diğer mutluluk seviyemizi arttıran hormonumuz.
Bu hormon da bizi sevgi dolu, şefkatli, cömert ve paylaşımcı bir ruh haline çeviriyor.
Eksikliğinde ise yalnız, sevgisiz, huzursuz hissediyoruz.
Bu hormonu arttırmanın yolları aslında oldukça basit ve çokta keyifli.
İşe hayal kurmakla başlayabiliriz, ya da sevdiklerimize sıkıca sarılıp onları ne kadar sevdiğimizi söyleyerek. Sevginin ve mutluluğun bir çarpan etkisinin olduğunu göz ardı da etmemek gerek. Evcil hayvan besleyerek ya da kendimize küçük hediyeler vererek (bu bir masaj da olabilir) oksitosin seviyemizi arttırmak mümkün.
Son mutluluk hormonumuz Endorfin, bizi rahat neşeli ve pozitif hissettirir. Eksikliğinde ise stresli gergin ve isteksiz oluyoruz.
Arttırmak için çok etkili bir yöntem var aslında. Aşık olmak bu hormon seviyemizin tavan yapmasına sebep oluyor. Ama olmayanlar için de çareler var sakın üzülmeyin. Düzenli egzersiz yapmak, gülmek ve ironik bir şekilde acı biber tüketmek te aynı etkiyi yaratıyormuş.
Sonuç olarak doğru bir yaşam tarzı doğru beslenme ve düzenli bir egzersiz programı ile bu hormonların dengesini sağlayabilir, sağlıklı bir ruh ve bedene bu kadar kolay kavuşabiliriz.
Bence denemeye değer…