Scroll Top

Blog | Yazılar

14 Günlük İçsel Yolculuk

Bugün özür dileme günü;

Bu süreç hepimizin şapkasını önüne koyup ben ne yaptım diye düşünmesi gereken bir süreç.  Gün; her birimizin ayrı ayrı kendimizi sorgulaması yaptığımız hataları üzüntüleri mutsuzluklarımızı tekrar sorgulama günü…

Dünyadan, doğadan, bütün bitkilerden ve hayvanlardan, denizlerden ve gökyüzünden özür dileme zamanı. Hep birlikte söylersek bizi duyacağına inanıyorum;

BÜTÜN KALBİMLE ÇOK ÖZÜR DİLİYORUM

LÜTFEN BENİ AFFET

SENİ SEVİYORUM

TEŞEKKÜR EDERİM….

Hepinizin aklından geçeni duyar gibiyim…

Ben tek başıma ne yapabilirim ki?

Unutmayalım ki değişim bir kişi ile başlar. Ve insan değişirse her şey değişir.

Şimdi tekrar başa dönelim… Düne kadar seni üzen kaygılandıran sebepler şu an gerçekten ne kadar önemli? Ya da şimdi senin için hiçbir şey ifade etmiyor mu?

Hepimizin belki her gün söylediği ama tam anlamını bugüne kadar ta olarak anlamadığımız ‘Her işin başı sağlık ‘ sözünü belki de hiç bu kadar iyi anlamamıştık.

Şimdi ne yapmalıyız?

İleriye dönük bütün kaygı ve endişelerimizden uzaklaşalım ana odaklanalım… Olabildiği kadar evimizde ailemizle kalıp kendimizi ve sevdiklerimizi korumaya alalım. Her sabah eşimiz çocuğumuz annemiz babamız ve sevdiklerimiz sağlıklı uyandığı için şükredelim. Bu süreyi onlarla daha iyi geçirmeye özen gösterelim. Çevremizde ihtiyaç sahibi ailelere destek olalım. Dışarıdan ihtiyaçlarını göremeyen büyüklerimize yardımcı olalım. Yardım etmenin destek olmanın birinin kalbine ve ruhuna dokunmanın dayanılmaz mutluluğunu tekrar keşfedelim.

Gün birlik beraberlik günüdür.

Aslında ne kadar küçük şeylerle mutlu olduğumuzu tekrar hatırlayalım. En büyük zenginliğimizin özgürlük olduğunu yeniden keşfedelim.

Kaybettiğimiz güzellikleri hatırlayalım…

Unutmayın, virüs sadece elden değil, zihinden zihne de bulaşır!

Zihin beden ruh üçlemesi diye bir üçleme vardır. Eğer bu üçü aynı hizada olursa hem madden hem de manen dengeli insanlar haline geliriz. Bedeninizi temizlemenin yollarını biliyoruz. Ruhumuzu ve zihnimizi temizlemenin yollarından biri kuşkusuz meditasyon. Kişisel olarak uyguladığım, böylece çok faydasını gördüğüm ve bu karantina günlerinde bana ekstra iyi gelen meditasyonla zihnimi boşaltıp endişe ve kaygılarımdan uzaklaşıp daha iyi daha güzel bir gelecek hayal etmek. İnternetten ve kitaplardan araştırıp kendinize en uygun meditasyon yöntemini belirleyebilirsiniz. Günde bir kere yapın şimdiden çok iyi geleceğini garanti edebilirim.

Bu dönem umarım hepimizin yaşadığımız bu olumsuz süreçten, olumlu sonuçlar çıkartacağı bir dönem olarak tarihte yerini alır…

Şimdi tekrar düşünme, içe dönme ve sorgulama zamanı yaşadığım dünyaya ve diğer canlılara ve doğaya faydam ne? Ya da bugüne kadar faydalı bir insan mıydım yoksa zararlı mı? Eğer yeterince faydalı değilsem bunu değiştirmek için ne yapmalıyım?

Hayatta yaşadığımız her şeyin bir sebebi ve sonucu var.

Şimdi ve şu an, sonucu değiştirmek hepimizin elinde. Dışınızdaki virüslerden olduğu kadar içinizdeki virüslerden de arınma zamanı. Zaman özür dileyerek ve affederek özgürleşme zamanı!

Benim yeni normalden anladığım günlük hayatımıza çok dikkatli bir şekilde geri döneceğimiz sosyal mesafeyi koruyacağımız. Hijyenimize her zamankinden fazla önem vereceğimiz yine çok gerekmedikçe ortalarda dolaşmayacağımız bir süreç başlıyor.

Bugün 1 Haziran ve ben sabah erkenden ilkokul çocukların ilk okul günü heyecanı ile başladım yeni normalime. Ancak maalesef gördüğüm manzara beni oldukça korkuttu. Sokaklar biz sanki 3 aydır eve kapanmamışız ve COVİD-19 hayatımıza hiç girmemiş gibiydi. Ne sosyal mesafe ne maske ne eldiven… Sıradan normal bir gündü!

Evet vaka sayısı oldukça azaldı ama bu hain virüs hala ilk günkü tehlikesiyle aramızda dolanmaya devam ediyor. Unutulmamalı ki bu virüs tüm dünyaya sadece tek bir kişiden yayıldı. Yani vaka sayısının az olması değil hiç olmaması ya da güçlü korunma ve tedavi yöntemlerinin bulunması bizi bir nebze olsun rahatlatabilir.

Umarım bu korkunç manzara karşısında birkaç hafta içerisinde eski kara tablolara tekrar dönmeyiz.

Bana soracak olursanız ben hala ilk günkü kadar tedirginim. Tabi ki eski normalimize, işimize, günlük yaşamımıza yavaş yavaş döneceğiz ama bunu daha kademeli ve daha yavaş geçişler halinde yapmakta fayda var.

Ben bir süre daha kuaföre, AVM’lere, cafelere ve restoranlara gitmeyi; çok gerekmedikçe seyahat etmeyi planlamıyorum.

Bir süre daha kendi kabuğumda yaşayıp bol bol çekirdek ailemle zaman zaman geniş ailemle evimde yemekler yiyip bol bol kitap okuyup, oğlumla oyunlar oynayıp balkonda eşimle sohbetler eşliğinde bu seneyi sağlıkla bitirmeyi hedefliyorum.

Bize verilen bu yeni şansı en iyi şekilde değerlendirmek ve karantina sürecinde daha önceki yazılarımda da bahsettiğim içselleştirmeleri pekiştirmek için bu günler bulunmaz fırsat. Çünkü tekrar o eski koşturan, kendimizi unutan ve kendimizden çıkan halimize geri dönmeden önce bu yeni turu, yeni şansı en iyi şekilde değerlendirmeli, kozamızdan tam manasıyla yenilenerek çıkmalıyız. Çünkü dünya da bunu, bu pozitif yenilenmeyi istiyor.

bir yorum bırakın